Sevgili okuyucular,
Hiç bir yere ya da bir insana gerçekten ait olup olmadığınızı sorguladığınız oldu mu? Aitlik, hepimizin hissetmek istediği ama çoğu zaman tam olarak tanımlamakta zorlandığı bir duygu.
Ait olmak, basitçe bir gruba, bir insana ya da bir yere duyulan bağlılık hissi olarak tanımlanabiliyor. Ama görülmek, kabul edilmek ve olduğumuz gibi sevilmek de bu hissin yapı taşlarını oluşturuyor.
Bugün bu bültende, ait olmanın ne anlama geldiğini, neden bu kadar önemli olduğunu ve ait hissedemediğimizde neler yaşadığımızı konuşacağız. Hazırsanız haydi gelin, aitlik üzerine birlikte düşünelim. 🌷
Ait Olmak Gerçekten Ne Demek?
Ait olma duygusu, en temel psikolojik ihtiyaçlarımızdan biri. Kendimizi güvende hissetmemizi, ilişkilerimizde bağ kurmamızı ve yaşamımıza anlam katmamızı sağlıyor. Ait olma duygusunun evrimsel olarak önemli bir yeri olduğu düşünülüyor çünkü insanlık tarihine baktığımızda, topluluk içinde yaşayabilmek ve bir topluluğun parçası olmak hayatta kalmamız adına kritik bir önem taşıyor. Bugün ise ait olma ihtiyacı fiziksel bir gereklilikten çok, psikolojik bir gereklilik olarak hayatımızda varlığını sürdürüyor.
Neden Bazen Ait Hissedemiyoruz?
Aitlik maalesef her zaman kolayca hissedebildiğimiz bir şey değil. Bazen ailede, arkadaşlık ilişkilerinde, romantik ilişkilerde ya da yaşadığımız şehirde bile kendimizi yabancı hissedebiliyoruz. Peki, ait hissetmek neden bu kadar zor?
🔹 Aile İçinde Farklı Hissetmek:
Bazılarımız, çocukluğundan itibaren ait olamama duygusunu en yakın çevresinde, yani ailesinde yaşamış olabiliyor. Ailemize ne kadar benziyoruz? Onlar gibi mi düşünüyoruz, yoksa tamamen farklı bir dünyaya mı ait hissediyoruz? Aile içinde tam anlamıyla kabul görememek, ait olma duygumuzu derinden etkileyebiliyor.
🔹 Arkadaşlık İlişkilerinde Aitlik:
Çocuklukta ait olma ihtiyacımızın büyük bir kısmı arkadaş gruplarında şekilleniyor. Kabul görmek, dışlanmamak, bir gruba ait hissetmek çocukluk ve ergenlik yıllarında belirleyici oluyor. Ama yetişkinlikte de aynı şey geçerli! Bazen sosyal çevremizde kendimizi yalnız hissediyoruz. İçinde olduğumuz grupta gerçekten anlaşılıyor muyuz, yoksa sadece uyum sağlamak için mi oradayız?
🔹 Romantik İlişkilerde Aitlik:
Belki de en derin aitlik ihtiyacını romantik ilişkilerde hissediyoruz. Bir partnerin yanında “biz” olabilmek, kendimizi güvende hissetmek, gerçekten kabul edildiğimizi görmek çok kıymetli. Ama bazen bir ilişkideyken bile kendimizi yalnız hissedebiliyoruz. Tam da bu sebeple, "bu ilişkiye gerçekten ait miyim?" sorusu, ilişkideki tatminimizi belirleyen en önemli sorulardan biri olabiliyor.
🔹 Yaşadığımız Yere Ait Hissedememek:
Şehirler, ülkeler, yaşadığımız coğrafya da aitlik duygumuzu şekillendiriyor. Kimi zaman yaşadığımız yerin kültürü, dili, insanları bir türlü bizi içine almıyor ve yabancı hissettiriyor. Yurt dışında yaşayan ya da yaşamış okuyucularım bu duyguyu daha yakında tanıyorlar. (Bu konuyla ilgili çok yakında bir başka bülten yayınladık, ona da bir göz atmak isteyebilirsiniz.) Bu arada, bazen kendi ülkemizde bile yabancı gibi hissedebiliyoruz. 🤔 Sanki kimse bizimle aynı şekilde düşünmüyor ya da olaylara bizim umduğumuz tepkileri vermiyor gibi gelebiliyor.
Ait Olmak İçin Ne Yapabiliriz?
🔹 Kendini Tanımak ve Kendi Değerlerine Sahip Çıkmak
Gerçekten nereye, kime ait olduğumuzu bulmak istiyorsak önce kendimizi tanımamız gerekiyor. Değerlerimizi, hayattaki önceliklerimizi, bizi mutlu eden şeyleri keşfetmemiz çok önemli. Çünkü biz kendi kimliğimize sahip çıktığımızda, doğru insanlar ve doğru ortamlar da bizi buluyor (ya da biz onları buluyoruz, araştırmalar ikisinin de doğru olduğunu gösteriyor!)
🔹 "O Bir Kişi"yi Bulmak
Hepimizin ama hepimizin hayatta bize koşulsuz şefkat gösteren, yanında güvenle var olabildiğimiz bir kişiye ihtiyacı oluyor. Bununla barışmamızın bir sakıncası yok, bu bizi zayıf biri yapmıyor. Bu kişi, bir romantik partner olabiliyor; en yakın arkadaşımız olabiliyor ya da ailemizden biri de bu görevi üstlenebiliyor. Önemli olan, bu kişinin yanında tamamen kendimiz gibi olabilmemiz, bütün zayıflıklarımızı ve mücadelelerimizi ona gösterebilmemiz ve onun yanından sevgisi sayesinde tekrar güçlü hissederek ayrılabilmemiz.
🔹 Bağlantılar Kurmak
Bazen ait hissetmek için sadece bir grupla bağlantı kurmak bile yeterli olabiliyor. Kültürel, sanatsal, sportif ya da gönüllü bir topluluk içinde yer almak, bize ait olma duygusu kazandırabiliyor.
🔹 Ön Yargıları ve Kendi Kalıplarını Sorgulamak
Bazen ait hissedememe sebebimiz, başkalarını yeterince anlamaya ve farklılıkları kabul etmeye açık olmamamız da olabiliyor. Eğer bir grubun parçası olmak istiyorsak bizim de başkalarına alan açmamız gerekiyor. Esnek bir insan olmak, bu anlamda bize yardımcı olabiliyor. Birkaç ay önce bu konuyla ilgili bir podcast kaydetmiştim, ilgilenenler ona bir kulak verebilirler. 🎧
Aitlik Üzerine Kendimize Sorabileceğimiz Sorular
Bugüne kadar kendimi en çok nerede / kimin yanında ait hissettim? Bu yer ya da kişi bana hangi duyguları hissettirdi?
Günlük hayatımda kendimi “fazla” ya da “eksik” hissettiğim yerler var mı? Bu tarz ortamlarda bir maske takıyormuş gibi hissediyor muyum? Buralara uyum sağlamak ve daha rahat hissetmek için kendimi fazla mı değiştiriyorum?
Gerçekten yanlarında olmak istediğim insanlar kimler? Şu anki sosyal çevrem beni besliyor mu, yoksa tüketiyor mu?
Gerçekten orada bulunmak istediğim yerler nereleri? Kendimi daha mutlu ve tamam hissettirecek bir ortam var mı?
İçinde bulunduğum gruplara, ilişkilere, şehre tam olarak ait hissediyor muyum? Arkadaşlarımla vakit geçirirken kendimi gerçekten rahat hissediyor muyum? Partnerimle birlikteyken kendimi gerçekten "görülmüş" ve "duyulmuş" hissediyor muyum? Yaşadığım şehir ya da ülke benim değerlerimle, hayat tarzımla uyumlu mu? Eğer bu soruların çoğuna “hayır” diyorsam hayatımda nasıl değişiklikler yapabilirim?
Ait olamadığımda hangi duygular beni en çok etkiliyor? Böyle anlarda yalnızlık mı, dışlanmışlık mı, anlaşılamama mı beni daha çok etkiliyor? Bu hislerin çocukluktan beri var olduğunu düşünüyor muyum? Ait olamamamın sebebinin dış etkenler mi, yoksa kendi içsel inançlarım mı olduğunu düşünüyorum?
Yalnızlıktan korktuğum için mi bazı gruplara dahil oluyorum, yoksa gerçekten orada olmaktan keyif alıyor muyum? “Yalnız kalmamak” adına kendime zarar veren ilişkilerde ya da gruplarda kalıyor olabilir miyim? Bir gruptan ya da ilişkiden ayrılsam gerçekten yalnız kalacağımı düşünüyor muyum, yoksa hayatımda başka güzel insanlar da olabilir mi?
Ait olmak için başkalarının beni kabul etmesini mi bekliyorum, yoksa ben mi kendimi geri çekiyorum? Hayatıma beni gerçekten anlayan ve kabul eden insanları nasıl çekebilirim?
Ait olduğum yer ya da insan benim için nasıl bir his yaratıyor? Bu anlarda nasıl bir bedensel ve duygusal rahatlama hissediyorum? Bu hisleri hangi ilişkilerimde ya da nerede daha sık yaşıyorum? Bu hisleri daha fazla hayatıma katabilmek için neler yapabilirim?
Son Söz
Aitlik, bazen yıllarca aradığımız ama bir türlü yakalayamadığımız bir his olabiliyor. Bazen eksik olanın bu duygu olduğunu bile bilemiyoruz.
Görünen o ki bu duyguyu yakalayabilmek biraz da bize düşüyor. Önce kendimizi tanıyarak, başkalarına alan açarak ve doğru insanlarla bağlantı kurarak bu duyguyu daha derinden tadabilmemiz mümkün görünüyor.
Umuyorum ki bu bülteni okuduktan sonra sizin için de aitlik kavramı biraz daha netleşmiştir. Ve belki de bu bülten, ait olabileceğiniz yeni bir alan keşfetmenize yardımcı olmuştur.
Benimle her zaman düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz. Bir sonraki bültende görüşmek üzere!
💙 Sevgiler,
Psikolog Dr. Gizem Sürenkök
Emeğinize sağlık 🙏🏻 Soru kısımları biraz azaltılsa fena olmaz sanki 😌