Sevgili okuyucular,
Hiç, sevginizi karşı tarafa aktarırken zorlanıyor musunuz? Hiç, kendinizi ve duygularınızı açıkça ortaya koyamadığınızı hissediyor musunuz? Ya da belli stratejilerin arkasına sığınarak kendinizi ilişkinizde daha güvende hissettiğiniz oluyor mu?
Bu hafta bültenimde ilişkide açık ve dürüst olmanın önemine ve bunun nasıl sürdürülebilir hale getirilebileceğine odaklanıyorum. Gelin, birlikte keşfedelim. 💬
İlişkide Açık Olmak Gerçekten Ne Demek?
Ben ilişkide açık olmayı, kendimizi ve duygularımızı dürüst ve içten bir şekilde, bir strateji gütmeden ya da bir maskenin arkasına sığınmadan olduğu gibi ortaya koymak anlamında kullanıyorum.
Ama tabii ki ilişkide açık olmak, sadece kelimelerle değil, davranışlarımızla da partnerimize içten ve samimi olduğumuzu göstermek anlamına geliyor. Bütün bu saydığım boyutlarda biraz daha detaya girelim mi?
Kendini Açmak: Kendi duygularımızı, düşüncelerimizi, korkularımızı ve hayallerimizi usul usul, adım adım paylaşmak. Ailemizden, arkadaşlarımızdan, onlarla yaşadığımız iyi-kötü tecrübelerden bahsedebilmek. Geçmişimizden paylaşmak istediğimiz kısımları yargılanmaktan çekinmeden ortaya koyabilmek.
Strateji Gütmemek: Mesajlara geç cevap vermek, ilgisiz görünmek, özellikle bekletmek gibi manipülatif yaklaşımlardan kaçınmak. Olmadığımız bir insan gibi davranmamak. Sırf onu daha çabuk elde etmek adına göz boyamaya ya da “ulaşılması zoru oynamaya” çalışmamak.
Yalan Söylememek: Küçük detayları saklamamak ve doğruları çarpıtmadan paylaşmak. Onu üzmemek bahanesinin arkasına sığınmadan paylaşım yapmak. Her ne yaşandıysa onu tam olduğu haliyle aktarabilmek.
Partneri Kıskandırmaya Çalışmamak: İlgi çekmek için karşı tarafı bilinçli olarak kıskandırma oyunlarına başvurmamak. Canını acıtmak, bizi “elde etmek” için daha fazla uğraşmasını sağlamaya çalışmak, bizi her an kaybedebilirmiş imajını vermek gibi ilişkideki güveni sarsabilecek davranışlardan net bir şekilde uzak durmak.
Gelecekle ve İlişkiyle İlgili Açık Olmak: Hayat planlarımız, hedeflerimiz, beklentilerimiz konusunda dürüst olmak. İlişkideki duruşumuz, gelecek planlarımız ve onu hayatımızda nereye koyduğumuz konusunda net davranmak.
Kendimize Sormamız Gereken Sorular: İlişkide Açıklığı Destekleyen Alışkanlıklara Sahip Miyim?
İlişkide açık olmak ne demek artık biliyoruz ama tabii bir de kendimizi bu konuda değerlendirebilmemiz de önemli. İşte tam da bu sebeple, size yine çok güzel sorular hazırladım:
Partnerime duygularımı ve düşüncelerimi ne kadar açık bir şekilde ifade edebiliyorum?
Bir şeyleri gizleyerek ya da çarpıtarak anlatmak yerine tamamen dürüst olabiliyor muyum?
Karşımdaki kişinin beni gerçekten tanımasına izin veriyor muyum, yoksa bazı yönlerimi saklıyor muyum?
İletişim sırasında partnerimin söylediklerini gerçekten dinliyor muyum, yoksa kendi yanıtımı düşünmekle mi meşgul oluyorum?
Geleceğe dair planlarımı partnerimle paylaşıyor muyum, yoksa onun bunları kendiliğinden anlamasını mı bekliyorum?
İlişkide varsayımlardan ne kadar kaçınıyorum? Partnerime düşüncelerini doğrudan sormayı alışkanlık haline getirdim mi?
Stratejik davranmaktan kaçınıyor muyum, yoksa ilgisiz görünerek veya manipülatif davranarak karşı tarafı etkilemeye çalıştığım oluyor mu?
Partnerimin ilgisini test etmek için onu kıskandırmaya çalıştığım zamanlar oldu mu?
Sevgimi yalnızca sözlü olarak mı ifade ediyorum, yoksa farklı yollarla da gösteriyor muyum?
Açık iletişim kurmanın ilişkimizi güçlendirdiğini düşünüyor muyum?
Bu sorulara verdiğiniz cevaplarla ilişkide açık olmak konusunda kendinizi ne şekilde geliştirebileceğinizi de fark etmeniz mümkün. Umarım bu sorular size yardımcı olabilir.
Partnerime Açık Olabileceği Bir Alan Nasıl Sunarım?
Bu bültende biraz da partnerimize yardımcı olabileceğimiz yöntemlere bir göz atalım istiyorum. Onun bize karşı açık olmasını nasıl teşvik ederiz dersiniz?
Sabırlı olun. Partnerinizin kendini hemen açmasını beklemek yerine, ona zaman tanıyın. Onun hızına saygı göstermek, güvenli bir alan yaratır. Çok fazla soru sormak, üstüne gitmek, henüz hazır olmadığı konuları açmak kendisini sıkışmış hissettirebilir.
Yargılamadan dinleyin. Fikirlerini, korkularını veya geçmiş deneyimlerini anlatırken eleştirmekten kaçının. Ona, her duygusuyla kabul edildiğini hissettirin. Sorunlardan bahsettiğinde çözümler önermek zorunda olmadığınızı hatırlayın.
Güven verici tepkiler verin. Açıkça paylaştığı bir konuda alay etmek, küçümsemek veya gereksiz eleştiriler yapmak onun tekrar kapanmasına neden olabilir. Sizinle özel bir anınızda paylaştığı bir konuyu daha sonra gündeme getirmekten kaçının, sırları hakkında asla başkalarının yanında konuşmayın.
Sık sık "Bunu paylaşman benim için önemliydi" deyin. Kendini açmasını teşvik edecek sözlerle güvenini pekiştirin. Onun iç dünyasını yakından tanımanın sizi yakınlaştırdığını ve kendinizi önemli hissettirdiğini söylemeniz de onu daha fazla motive edebilir.
Fiziksel temas ve göz teması kullanın. Bir anlatım sırasında elini tutmak, gözlerinin içine bakarak dinlemek, güven hissini artırır. Hem bu sayede onu daha dikkatle dinlemeniz de mümkün olabilir.
Öneriler
Bu hafta bambaşka bir konuda bülten hazırlamayı planlarken son anda konu değiştirdim, o yüzden sadece film ve şarkı önerisi ile karşınızdayım, umarım beni affedersiniz. 😇
İlişkide açık olmak konusunda aslında ne kadar çok film önerebileceğimi bülteni yazarken de fark ettim. Ne kadar çok film iletişimde kopukluklar üzerine kurulu, öyle değil mi? Ne kadar çok oyun, ne kadar çok kıskandırma, ne kadar çok sessiz kalma, ne kadar çok beklentileri dile getirememe teması var.. Ben de birçok seçeneğin içerisinden eğlenceli bir film olarak hatırladığım The Break-Up’ı tercih ettim. Beklentilerini ve sorunlarını bir türlü konuşmayı başaramayan bu çiftin ayrılık sürecini nasıl yönettiğini izlemek bakalım size nasıl hissettirecek…
Biliyorum John Mayer müzik dünyasında birçok problemle birlikte anılan bir sanatçı. Ama Say şarkısından daha çok bu bültenin konusuna denk gelebilecek bir şarkı bulmak da zor. Direkt şarkının içerisinde şu cümleler geçiyor: “It's better to say too much/Than never to say what you need to say again.” (Söylemen gerekenden fazlasını söylemek, söylemen gerekeni hiç söyleyememekten daha iyidir). Konu ilişkiler olunca, bu cümleye katılmamak mümkün değil. İçimizde tuttuklarımız sonra daha büyük halleriyle karşımıza çıkıyorlar çünkü. Tam bu cümleyi yazarken de aklıma Gripin’den “Sustukların Büyür İçinde” geldi, bu durumda bu şarkıyı da önermemek olmaz.
Maalesef ilişkilere dair çok fazla yanlış inancımız var ve “stratejik davranmak” ve “olduğumuz gibi olmamak” da bunların arasında. Umuyorum hepimiz yüreğimizden geçenleri hiç tereddütsüz aktarabildiğimiz ilişkiler kurarız. Diğer türlü, ilişkilerimizin bize ya da karşımızdaki kişiye gerçekten iyi hissettirebilmesi pek de mümkün görünmüyor.
Her zaman olduğu gibi düşünce ve duygularınızı benimle paylaşabilirsiniz. İyi ki buradasınız!
Sevgilerimle,
Psikolog Dr. Gizem Sürenkök
İçeriklerinizi çok beğeniyorum. Hem podcastinizi hem bülteninizi takip etmekten çok mutluyum.