Sevgili okuyucu,
Hangimiz beklentilerimiz yüzünden hayal kırıklığına uğramadık ki? Çok güvendiğimiz birinden yediğimiz bir darbe, zor zamanımızda uzatılmayan bir el ya da her şey güzel gidiyor gibi görünürken bir anda değişen rüzgarlar… Beklentiler, hayatımızın her alanında bize eşlik ediyor, kimi zaman mutluluğumuzu artırıyor, kimi zamansa bizi hayal kırıklığına uğratıyorlar. Çoğu zaman farkında bile olmadan onlarla yaşıyor, onları usulca besliyor, büyütüyoruz. Bu haftanın bülteninde beklentilerimizi anlamak, gerçekçi bir zemine oturtmak ve onlardan öğrenmek üzerine konuşacağız.
Hiç, hayatınızdaki birine “Artık senden hiçbir şey beklemiyorum” dediğiniz oldu mu? Ya da kendi kendinize “Keşke hiç beklentim olmasaydı, böylece üzülmezdim” dediğiniz? Beklentiler hayatımızı nasıl etkiler ve onları nasıl yönetebiliriz? Gelin birlikte keşfedelim.
Sevgilerimle,
Psikolog Dr. Gizem Sürenkök
Beklentide Olmak Ne Demek?
Beklenti, en basit haliyle, bir şeyin olacağına ya da olmayacağına dair duyduğumuz güçlü inanç anlamına geliyor. Örneğin:
Partnerimizin bize özel bir gün için sürpriz yapmasını bekleyebiliyoruz. (Bunu yazarken aklıma Instagram’da karşıma çıkan şu video geldi, bir de böyle sürprizler var, biz yine de fazla beklentiye girmeyelim 🤗)
Çocuğumuzun elini attığı her konuda başarılı olmasını bekleyebiliyoruz.
Çalıştığımız yerde takdir edilmeyi bekleyebiliyoruz.
Arkadaşlarımızın ihtiyaç duyduğumuz her anda yanımızda olmasını bekleyebiliyoruz.
Beklentiler çoğu zaman gözlemlerimizden, deneyimlerimizden ya da sosyal çevremizin etkilerinden doğuyor. Ancak bazen, bu beklentiler gerçeklikten kopabiliyor ve böyle olduğunda bizi mutsuzluğa sürükleyebiliyor.
Beklentilerle İlgili Kendimize Sormamız Gereken Sorular
Bu bölümde beklentilerimizi keşfetmemize yardımcı olacak bazı sorular hazırladım, gelin bunlara birlikte bir göz atalım:
Hayatımızdaki insanlardan en sık ne bekliyoruz? Bu beklentiler ne kadar gerçekçi?
Hiç, bir beklentimiz gerçekleşmediği için derin bir hayal kırıklığı yaşadık mı? Bu durum bizi nasıl etkiledi?
Partnerimiz, arkadaşlarımız ya da aile bireylerimizle beklentilerimizi açıkça paylaşıyor muyuz? Yoksa onların zihnimizi okumasını mı bekliyoruz?
Kendimizden olan beklentilerimiz gerçekçi mi? Yoksa kendimizi fazla mı zorluyoruz?
Beklentilerimiz çoğunlukla geçmiş deneyimlere mi dayanıyor, yoksa başkalarından duyduklarımız veya gördüklerimiz mi bizi yönlendiriyor?
Sosyal medyada gördüklerimiz, beklentilerimizi şekillendiriyor mu? Bu, mutluluğumuzu nasıl etkiliyor?
Partnerimizle ilişkimizde en büyük beklentimiz nedir? Bu beklentinin gerçekleşmesi için bir adım attık mı?
Çocuğumuzdan ya da ailemizden ne bekliyoruz? Bu beklentiler onlara uygun mu?
Beklentilerimiz karşılanmadığında nasıl tepki veriyoruz? İçimize mi atıyoruz yoksa açıkça ifade mi ediyoruz?
Beklentilerimizi hiç tamamen sıfırladığımızı düşündüğümüz bir an oldu mu? Bu bize nasıl hissettirdi?
Beklentilerimizin bizim için ne kadar önemli olduğunu hiç sorguladık mı? Bu, gerçekten ihtiyacımız olan bir şey mi?
Beklentilerimiz gerçekleşmediğinde, bunun bizim için bir öğrenme fırsatı olabileceğini düşünüyor muyuz?
Kendimize dair yüksek beklentiler koyduğumuzda, bu bizi motive mi ediyor yoksa strese mi sokuyor?
Hayatımızdaki insanlara beklentilerimizi dile getirdiğimizde bu nasıl bir değişim yarattı?
Bir beklentimiz gerçekleştiğinde gerçekten mutlu oluyor muyuz yoksa hemen bir yenisini mi oluşturuyoruz?
Bu sorular üzerinde düşünmek, beklentilerimizi analiz etmemize ve üzerinde çalışmamız gereken noktaları belirlememize yardımcı olacaktır.
Beklentilerimizi Yönetmek İçin 5 Adım
Beklentilerimiz bizi zaman zaman zorlasa da onları doğru şekilde yönetmeyi öğrendiğimizde hem daha az hayal kırıklığına uğruyoruz hem de beklentilerimizin bizi motive edebilmesine alan açıyoruz. Peki bunu nasıl yapacağız?
Durumu Objektif Şekilde Değerlendirelim: Beklentilerimizin gerçekçi olup olmadığını anlamanın ilk adımı, onları objektif bir şekilde değerlendirmektir. Bunun için:
Beklentimizin dayandığı temelleri sorgulayalım: Bu beklenti geçmiş deneyimlere, gözlemlere ya da somut bir bilgiye mi dayanıyor? Yoksa tamamen hayal ürünü mü?
Karşı tarafın kapasitesini göz önünde bulunduralım: Beklentimizin muhatabı olan kişi (partnerimiz, arkadaşımız, çocuğumuz) bu beklentiyi karşılayabilecek durumda mı? Örneğin, partnerimizin mevcut maddi durumu büyük bir sürpriz yapmaya uygun değilse böyle bir beklenti hayal kırıklığı yaratabilir.
Kendi duygularımızı anlamaya çalışalım: Bu beklenti bir ihtiyaçtan mı kaynaklanıyor yoksa başkalarından gördüklerimizin etkisiyle mi oluştu? Gerçekten buna ihtiyacım var mı sorusu önemli bir soru.
İletişim Kuralım: Konuşulmayan beklentiler, genellikle hayal kırıklıklarına dönüşüyor. Açık iletişim bu konuda bize yardımcı oluyor.
Beklentilerimizi ifade edelim: Partnerimizden, arkadaşımızdan veya bir aile bireyinden bir şey bekliyorsak bunu açıkça dile getirmemiz gerekiyor. Örneğin, "Beni daha çok dinlemeni istiyorum" gibi net bir şekilde ifade etmek, beklentilerimizin anlaşılmasını sağlıyor.
Yapıcı bir dil kullanalım: Beklentilerimizi dile getirirken suçlayıcı veya talepkar bir dil yerine, empati kuran ve yapıcı bir ton tercih edelim.
Karşı tarafın fikirlerine açık olalım: Beklentilerimizi ifade etmek önemli ama karşımızdakinin bizden farklı düşünceleri olabilir. Şimdi onu dinleme zamanı! Onun bakış açısını ve sınırlarını ön yargısızca keşfetmek, sorunu çözmek konusunda bizi bir adım öteye götürecek.
Sonuç Yerine Sürece Odaklanalım: Beklentilerimizin gerçekleşmesi genellikle zaman alıyor. Sonuç odaklı olmak yerine, süreci takdir etmeyi öğrenmek bize çok daha iyi hissettiriyor.
Çabaya değer verelim: Örneğin, çocuğumuz piyano derslerine yeni başladıysa kısa sürede mükemmel bir performans sergilemesini beklemek yerine, öğrenme sürecindeki çabasını desteklememiz gerekiyor.
Küçük adımları kutlayalım: Partnerimiz bir konuda değişmeye çalışıyorsa küçük gelişmeleri fark etmek ve takdir etmek hem motivasyonunu artırıyor hem de kendisini daha iyi hissetmesini sağlıyor.
Uzun vadeli düşünelim: Sürece odaklanmak, ilişkimizin ve hedeflerimizin uzun vadede daha güçlü olmasına yardımcı oluyor.
Kendi Kapasitemizi Değerlendirelim: Kendimize dair beklentilerimiz de hayal kırıklıklarına neden olabiliyor. Bunun önüne geçmek için:
Kendi sınırlarımızı bilelim: Kendi fiziksel, duygusal ve zihinsel kapasitemizi değerlendirmemiz ve gerektiğinde “hayır” demeyi öğrenmemiz bize iyi geliyor.
Mükemmeliyetçiliği bırakalım: Her şeyin en iyisini yapma beklentisi gereksiz bir stres yaratıyor. “Bu benim elimden gelenin en iyisi” demek, kendimizle imzaladığımız barış metninin ana maddesini oluşturuyor.
Dinlenmeye zaman ayıralım: Beklentilerimizi daha sağlıklı yönetebilmek için enerjik ve dengede olmamız çok önemli. Küçük molalar vermek ve kendimize nefes alacak alanlar yaratmak bu açıdan çok değerli oluyor.
Esnek Olalım: Hayat her zaman planladığımız gibi gitmiyor. Tam da bu tip durumlarda esneklik, hayal kırıklıklarını azaltmanın ve mutluluğu artırmanın anahtarını bize sunuyor.
Alternatifler düşünelim: Beklentimiz gerçekleşmezse bu durumu nasıl telafi edebiliriz? Her zaman bir alternatif çözüm yolu vardır, bunu bulmak için bakmayı bilmek de önemli.
Durumu yeniden değerlendirelim: Gerçekleşmeyen beklentilerden bir öğrenme fırsatı çıkarmak ve “Bu deneyim bana ne öğretti?” sorusunu sormak, hayatta hem psikolojik dayanıklılığımızı hem de esnekliğimizi artırıyor.
NE DİNLEYEBİLİRİM?
Lauren Jauregui’nin 2018 yılında çıkan şarkısı "Expectations", hayatta ve ilişkilerde beklentilerin nasıl hayal kırıklıklarına yol açabileceğini güçlü bir şekilde ifade ediyor. Şarkı sözlerinde, karşılanmayan beklentilerin getirdiği duygusal çalkantılar ve insanın bu durumla yüzleşme süreci işleniyor. Hiç beklentisi olmamasını dileyen Jaurengui, yine de insan doğasının beklentilerden uzaklaşamayacağını kabul etmekten başka çare bulamıyor. Ne zaman beklentilerden bahsetsem zihnimde çalan bu şarkıyı, bu bültende sizinle paylaşmadan duramadım.
NE İZLEYEBİLİRİM?
Damien Chazelle’in 2014 yapımı “Whiplash”, çok etkileyici bir film. Açıkçası, yer yer rahatsız edici olduğunu da düşünüyorum. Film, genç bir baterist olan Andrew Neiman’ın, dünyanın en iyi müzik okullarından birinde eğitim alırken zorlu ve otoriter bir eğitmen olan Terence Fletcher ile ilişkisini konu alıyor.
Beklentiler başarıya mı ulaştırır, başarıya ulaşırken bizden neler götürür gibi sorulara yanıt arayan bu film, tutkunun ve başarıya ulaşma arzusunun psikolojimiz üzerindeki etkisini çarpıcı bir şekilde ele alıyor. Eğer henüz izlemediyseniz bu filme bir an önce bir şans vermenizi öneririm.
NE OKUYABİLİRİM?
Sessiz Anlaşmalar - Linda D. Aderson, Sonia R. Banks & Michele L. Owens
“Sessiz Anlaşmalar”, ilişkilerimizde farkında olmadan oluşturduğumuz yazılı olmayan kurallara ve beklentilere yoğunlaşıyor. Yazarlar, ilişkilerdeki çatışmaların çoğunun, açıkça ifade edilmeyen beklentilerden kaynaklandığını savunuyor. Kitaba göre, bu sessiz anlaşmalar, hem ilişkilerimizde hem de kendi iç dünyamızda karmaşaya yol açabiliyor.
Kitap, şu sorulara cevap bulmamıza yardımcı oluyor:
Sessiz anlaşmalar nedir ve bunlar nasıl oluşur?
İlişkilerimizde hayal kırıklıkları genellikle neden ifade edilmeyen beklentilerden kaynaklanır?
Sessiz anlaşmaları fark etmek ve bunları açık iletişime dönüştürmek için hangi adımları atabiliriz?
Beklentilerimizi açıkça ifade etmeye odaklanan bu kitap, duygusal zekanın ve açık iletişimin bu sessiz anlaşmaların yükünü nasıl üstümüzden kaldırabileceğine ışık tutuyor. Bunu yaparken beklentilerimizi hem daha iyi anlamamıza hem de yönetmemize yardımcı olacak güçlü araçlar sunuyor.
Araştırmalar, beklentilerimizi daha gerçekçi bir zemine oturttuğumuzda daha mutlu olduğumuzu ve daha az hayal kırıklığı yaşadığımızı gösteriyor. Umarım bu bülten, bunu başarabilmeniz konusunda size biraz olsun yardımcı olmuştur.
Bir sonraki bültende görüşmek üzere! Yorumlarınızı ve konu önerilerinizi benimle her zaman paylaşabilirsiniz.
Sevgilerimle,
Psikolog Dr. Gizem Sürenkök